4 Nisan 2011 Pazartesi

Ulusal Bildirgeye İstinaden...

Ne mutlu ki Ali Poyrazoğlu gibi bir üstadın sahnesinde oynamak gibi bir şansımız var. Çünkü O bizi biliyor, biz O'nu biliyoruz... O bizi biliyor... Çünkü her sezon gelip oyunumuzu seyrediyor. Ve bizden desteğini esirgemiyor... İyi ki varsın USTA!!!

Bu yüzden diyoruz ki 'Yıllarca siz bizi alkışladınız sevgili meslektaşlarımız. Şimdi biz sizleri alkışlıyoruz...' Alkışınız eksik olmasın sevgili seyirciler...

Tiyatro Triole

ITT 2011 Türkiye Ulusal Tiyatro Bildirgesi

Bence tiyatro, küçükken annelerimizin -ya da şanslıysak, onlarla yaşayabilmişsek, büyükannelerimizin- ellerimize taktığı yün çilelerine benzer.

Hani “Tak bakayım şunu, sana bir kazak öreyim” derler. Uzatırsın iki elini. Geçiriverirler yün çilesini. Alırlar yünün ucunu, başlarlar sarmaya, top yapmaya. Siz açarsınız onlar sarar, siz açarsınız onlar sarar. Rengârenk yün çileleri top olur, örmeye hazır hale gelir. Kazak olur, kaşkol olur, eldiven olur, yaşamı ısıtır. Tiyatro dediğiniz de böyle bir şeydir işte. Sizi sarar sarmalar, yaşamınızı ısıtır.

Biz oyuncular her akşam geliriz sahnenin üstüne, ellerimize insanla ilgili bin bir düğümü olan rengârenk yün çilelerini takarız, başlarız açmaya. Yünün bir ucunu da sizlere, sahneden aşağıya seyircilere atarız. Onlar da başlarlar sarmaya, top yapmaya. Biz açarız onlar sarar, biz açarız sizler sararsınız sayın izleyiciler, saygıdeğer seyirciler.

Biz açarız çileyi, siz sararsınız. Biz asılırsak da yün kopar, seyirci çok çekerse de. İki taraf da büyük bir dikkatle işini yapar. Oyunun sonunda bizim elimizdeki yün çileleri biter. Yünün ucu sahneden salona kayar...

Ve sevgili seyirciler, çıkar gidersiniz tiyatrodan yüzünüzde çiçek açmış gülücüklerle, zihninizde bin bir renkli yün topçuklarıyla. Sorarsınız: “Ne kaldı bende oyundan geriye? Ne kaldı bende?” Oysa bilmezsiniz ki, ya da çok iyi bilirsiniz ki, zihin alır, biriktirir, sıralar, dosyalar, yerleştirir. Üstüne düşünmeye, fikir üretmeye, yorum yapmaya başlar.

İşte tiyatroda da aynı şey olur. Çıkarsınız oyundan zihninizde rengârenk yün topçuklarıyla. Başlarsınız kafanızın içinde çevirmeye. Kah gülüp, kah hüzünlenip, kah coşup oyunu yeniden yaratmaya koyulur zihin... Her seyirci oyunu yeniden yazar zihninde. Tiyatro sanatını vazgeçilmez kılan şey, izleyicilerini birer yaratıcı çizgisine yükselten bu büyüde gizli. Bir gün bir bakarsınız ki, yünün ucunu yakalayıp atmışsınız birine, başlamışsınız anlatmaya; kendi yorumunuzu eklemeye yüne. Karşınızdaki de kapmış yünü, açıp iki elini başlamış yeniden çile yapmaya.

Siz açarsınız o sarar, siz açarsınız onlar sarar.

Tiyatro dediğiniz elden ele, yürekten yüreğe dolaşan yün çilecikleridir. Bir de bakmışsınız tiyatro elden ele.

Bu işin yüzde ellisi sizsiniz, siz seyirciler; yüzde ellisi de biziz, oyuncular. Tiyatronun iki temel öğesi: Oyuncuyla izleyici karşı karşıya gelmeden tiyatro dediğimiz mucize gerçekleşmiyor. İzleyicilerle oyuncular karşı karşıya gelmeden, insan kadar eski, insan üstüne düşünme, insana bakma, eğlenirken insanı ve dünyayı yorumlama, yeniden yaratma eylemi gerçekleşmiyor.

Yani efendim uzun sözün telgrafı, bizler meslektaşız. İyi bir tiyatro seyircisi de tiyatrocudur. Benim meslektaşımdır. Giden, okuyan, izleyen, parasını ayıran, izledikleri üstüne fikir üreten, çağdaş, uygar yaşama gönül vermiş insanlar benim meslektaşlarımdır. İzlediklerini başkalarıyla paylaşan, onların da tiyatroya gitmesini sağlayan sevgili tiyatroseverler, benim meslektaşlarım. Onlarla birlikte gerçekleştiriyoruz tiyatro denen mucizeyi

Yıllardır hep sizler bizleri alkışladınız, şimdi de biz sizleri alkışlıyoruz sevgili meslektaşlarımız.

Yaşam boyu birlikte eğlenip, insana ayna tutup, o aynada kendini arama sevincimizin, şenliğinin devam etmesi dileklerimle...

Ali Poyrazoğlu

JEANNE D'ARC KAHROLSUN MU, YAŞASIN MI?


Yazan : Stefan Tsanev
Çeviren : Hüseyin Mevsim
Yöneten : Özdemir Çiftçioğlu

Dramaturg : Seda Tansuker Selçuk
Prodüksiyon Asistanı : Nursel Ergin
Dekor Uygulama : Matrak Sanat
Afiş Tasarım : Erkan Bahadır

Oyuncular
Mesut Özkeçeci (Tanrı)
Nazan Diri (Jeanne d’Arc)
Suat Ünaldı / Eyüp Bayşi (Cellat)





İsa’yı bırakmasaydım, İsa Mesih olmayacaktı, benim sevgili Jeanne d’Arc’ım.

İnancını kaybetmiş Tanrı’nın itirafları… İnancını kaybetmiş insanın yaşama savaşı… İnancı hiç olmamış iktidarın bir kahramanı nasıl yarattığı ya da yok ettiği…
İngilizlere karşı tüm Fransa’yı ayaklandıran ve diri diri yakılacak olan Jeanne D’Arc’ın ölümden tek kurtuluşu inkar etmektir. Peki yaşamak için ne kadar alçalabilir insan? Hangi değerlerden vazgeçebilir? Hangisi daha akıllıca? Ölmek ama sürünmemek mi yoksa sürünmek ama yaşamak mı? Onurun yoksa sorunun yok mu gerçekten?
Tüm bu soruları gizliden gizliye bir sistem eleştirisiyle ustaca harmanlayan oyun, seyirciyi bir yandan kahkahalara boğarken bir yandan da içinde bulunduğumuz kurmacayı çekinmeden yüzümüze vuruyor.

Her türlü bilgi ve sorularınız için : 0532 471 15 52 / tiyatrotriole@gmail.com

12 Mayıs 2010 Çarşamba

"KAFALAR" Genç Günler'de!


İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından düzenlenen 26.Genç Günler Haftası etkinliği kapsamında, Tiatro Triole "Kafalar" oyunu ile 15 Mayıs Cumartesi Şehir Tiyatroları Fatih Reşat Nuri Sahnesinde saat 15.00 ve 19.30'da sahne alacak.

Detaylı bilgi için: http://www.ibb.gov.tr/sites/sehirtiyatrolari/tr-TR/sayfalar/haber.aspx?hid=85

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Tiyatro Triole Yine Yeniden ZİFTT Festivalinde!

Geçen sezon Tiyatro Triole "Bir Varmış Hep Varmış" oyunu ile Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tiyatro Topluluğu tarafından düzenlenen ZİFTT 2.Üniversiteler Arası Tiyatro Festivali'ne katılmıştı. Bu buluşma samimi bir dostluğun başlangıcı oldu. Ankara'da düzenlenen bazı malum festivallerin aksine bu festival daha samimi, daha dost ve her şeyden önemlisi aynı heyecanı paylaşan insanların bir araya geldiği bir organizasyondu. Sözün özü, geçen sene bu buluşmanın tadı damağımızda kalmıştı.

Bu sezon iki taraf da hasretle buluşma anının gelmesini bekledi. Ve o an belli oldu... 2 Mayıs 2010 Pazar günü için Tiyatro Triole "Kafalar" oyunu ile ZİFTT 3.Tiyatro Festivali'ne davet edildi. Tiyatro Triole tabiri caizse uçarak Ankara'ya gitti. Ankara'daki dostlarımızla hasret giderildikten sonra sıra geldi oyuna...


Oyun ZİFTT'in yerleşke içerisinde bulunan ve ZİFTT'e ait olan(!) tiyatro sahnesinde oynandı. (Bilmeyenler için belirtmemiz gerekir ki burası eskiden hindi kümesi olup ZİFTT emektarları tarafından eşi benzeri olmayan bir tiyatro salonuna dönüştürülmüştür.) Oyun sonrasında düzenlenen ve bir oyun süresi kadar süren fuayeye oyuncuların yanı sıra oyunun yönetmeni Özdemir Çiftçioğlu da katıldı. Burada gerçekleştirilen keyifli bir söyleşi sonucunda ayrılık vakti geldi çattı. Bir sonraki sezon yeniden bir araya gelmek üzere sözleşilerek vedalışıldı.
Emeği geçen, bizi evimizde gibi hissettiren, dostlarımıza, arkadaşlarımıza, hayal yoldaşlarımıza çok ama çok teşekkür ediyoruz...










"KAFALAR" 4.AÜTT Amatör Tiyatro Festivali'nde Antalyalılarla Buluştu


Tiyatro Triole "Kafalar" oyunu ile Akdeniz Üniversitesi Tiyatro Topluluğunun davetlisi olarak 4.AÜTT Amatör Tiyatro Festivaline katıldı. Festivalin açılış oyunu olarak 11 Nisan 2010 Pazar günü sahnelenen oyun beğeniyle karşılandı. Oyun sonrasında gerçekleştirilen fuayeye oyuncularla beraber oyunun yönetmeni Özdemir Çiftçioğlu da katıldı. Oyunun yanı sıra tiyatronun dünü, bugünü ve yarını konuşuldu. Fuaye sonrası festival açılış kokteyli düzenlendi.
Triole'nin festivaldeki oyunu ile ilgili basına yansıyan haberler...

2 Nisan 2010 Cuma

Tiyatro TRİOLE ile 'KAFALAR'a Gel!


Kabare türünün en güzel örneklerinden biri olan "Kafalar", daha önce hiç sahnelenmemiş olmasıyla da ayrı bir yere sahip. Triole müdavimlerini, merak edenleri, bir de ben göreyim neymiş diyenleri ve gerçek bir kabare görmek için sabırsızlananları bekliyor.


Kafayı tiyatro ile bozmuş olan Triole, kendi gibi olanları yanına çekmekte usta kafa manevraları kullanmaya hızla devam ediyor. Kelimenin tam anlamıyla “bölünerek çoğalan” ekip artık yavaş yavaş küçük bir kabile halini aldı. Ve bu sezon ekibin görevi “Kafalar” üstüne şaka yapmaca, kafa patlatmaca, kafa karış etmece, kafa bulmaca ve tabi ki kafa yapmaca… Ekip her geçen gün vazgeçmeden malzeme üreten kafasızlarla inceden inceye kafa buluyor. Eski kafa, çağdaş kafa, kıskanç kafa, bencil kafa, sakin kafa, çatlak kafa, kaz kafa, mankafa, vasat kafa, despot kafa, gamsız kafa, taş kafa... fa..fa..fa... Fenalık getirenlere fenalık geçirtiyor, çalıyor, söylüyorlar, daha ne olsun!


Triole, kendi tadında, Triole kafasında yeni bir oyunla tekrar sahnede!



Yazan : Sulhi Dölek

Yöneten : Özdemir Çiftçioğlu

Müzik : Mehmet Pervez

Dekor Uygulama : Matrak Sanat

Afiş & Broşür Tasarım : Ümit Kayabaş


Oynayanlar


Suat Ünaldı

Nazan Diri

Çağın Ünsal

Onur Yar

Mesut Özkeçeci

Esin Doğan